Sevgili okuyucular, yazımıza başlamadan önce, hepinizi saygıyla selamlıyor ve tüm güzelliklerin hepinizle beraber olmasını Yüce Allah’tan diliyorum.
Peygamber efendimizin güzel bir Hadis’i şerifini sizlerle paylaşmak istiyorum; “Ey insanlar dikkat ediniz! Rabbiniz tektir. Arabın, Arab olmayana, Arab olmayanın Arab’a, siyahın kırmızıya, kırmızının siyaha, takvadan öte, hiçbir üstünlüğü yoktur. şüphesiz Allah Teala katında en üstününüz, adaletli olan ve Allah Teala’dan en çok korkanınızdır.”
Bütün toplumlarda elbette farklı düşünceler olacaktır ve bu durum insanın tabiatına gayet uygundur. Farklılık yeni ufukları görebilme ve o ufukların ötesini keşfetmek adına önemli bir süreçtir…
Farklı düşünceler ve görüşler olmasaydı toplumlar yeni medeniyetlere ve yeni teknolojilere ulaşması mümkün olmazdı. Elbette bazen farklılıklar, insan doğası gereği çatışmaları da beraberinde getire bilmektedir. İşte tamda bu süreçte, adalet kavaramı büyük önem taşımakta ve adaleti her boyutta teşkil eden toplumlar, farklılıkları faydalara dönüştürmektedir. Adaletin bütün boyutları ile her yerde hâkim olmasının sağlandığı toplumlarda ise savaştan bahsetmek zaten mümkün değildir.
Sadece iki farklı düşüncenin olduğu tüm toplumlar, çatışma ve savaş ortamına sürüklenir. Aynı toplumda bir üçüncü farklı düşünce gelirse eğer, denge yani “Adalet” sağlanır. Dikkat edelim eşitlik demiyorum, “Adalet” diyorum.
Örneğin; İkisi de aynı ağırlığa sahip olan iki madde, terazide eşitliği oluşturur. Ancak bir tarafa, bir gram dahi ekleme yapılsa, eklenen taraf ağır basar ve çoğunluğun olduğu kefe diğerine üstünlük kurar, neticede demokrasi gerçekleşmiş olur. Çoğunluğun düşüncesi azınlığa hükmeder.
İşte tamda böyle bir zamandan geçmekte olan Ülkemiz, iki farklı kutba bölünmüş neredeyse savaşın tohumları yeşermek üzeredir. Toplumun her bireyi deyim yerindeyse burnundan solumaktadır.
Birde ülkemizde, bu iki tarafında yaptığını her zaman doğru bulmayan, doğru olanlara doğru, yanlışlara yanlış diyen ve adaletli olmaya çalışan bir grup vardır.
Adaleti, fırsat eşitliğini, her konuda iyiliği ve güzelliği sağlamak için, içinde bulunduğumuz bu kötü durumu ortadan kaldıracak, neticede Türkiye’yi şahlandıracak üçüncü bir ittifaka kesinlikle ihtiyaç vardır.
Bu üçüncü ittifak azınlık olsa bile önemi yoktur. Çünkü bu yeni ittifak, adaletin temsilcisi ve uygulayıcısı olmakla kendini vazifeli kıldıkça; doğruya doğru, yanlışa yanlış, güzele güzel, kötüye kötü, dediği sürece ve adaleti sağlamaya devam ettiği sürece, aslında güçlü olacak olan bu üçüncü ittifak olacaktır.
Neticede kazanacak olan elbette vatanımız olacaktır. ülkede huzur ve barış sağlanacak, adalet teşkil edilecek, faydalı düşüncelere değer verilecek, faydalı eylemler ve girişimler desteklenecek, pozitif olan her şey yükselecek ve tüm negatiflikler bertaraf edilecektir.
ülkede adaletin ve barışın sağlandığı ortamda, sükûnet oluşacak, güven oluşacak, faydalı yatırımlar artacak, istihdam sağlanacak, buna bağlı olarak ekonomik bozulma adım adım düzelecek, ülke hızla kalkınacak ve tüm dünyaya örnek teşkil edecektir.
Bu güzel temennilerle yazımızı şimdilik burada sonlandırırken, “üçte hayır, bereket ve huzur vardır” diyor ve Yunus Emre Hazretlerinin sözlerini hatırlatmak istiyorum…
Ahret yavlak ıraktır,
Doğruluk tek azıktır
Ayrılık sarp firaktır
Hiç varan geri gelmez
Gelin tanış olalım
İşi kolay kılalım Sevelim sevilelim
Dünya kimseye kalmaz…
NURULLAH YİĞİT