Mirabal Kardeşler, kadın mücadelesinin evrensel simgelerinden biri olarak tarihteki yerlerini almışlardır. 25 Kasım 1960’ta Dominik Cumhuriyeti’nde diktatör Rafael Trujillo’nun baskıcı rejimine karşı direnişlerinden dolayı katledilen Patria, Minerva ve María Teresa Mirabal, sadece kadın haklarının değil, aynı zamanda insan haklarının da savunucularıydı. Bu trajik olay, 1999 yılında Birleşmiş Milletler tarafından “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” olarak ilan edilmiştir.
Mirabal Kardeşlerin hikâyesi, kadınların yalnızca bireysel değil, toplumsal mücadelelerde de nasıl öncü roller üstlendiğinin güçlü bir kanıtıdır. Onların izinden giden pek çok kadın, farklı coğrafyalarda despotizme, ayrımcılığa ve şiddete karşı durmaya devam ediyor. Cezayir’den Djamila Bouhired, Beyrut’tan Soha Bechara, Filipinler’den Marta Gomez, Kürdistan’dan Leyla Kasım ve Viyan Peyman gibi cesur kadınlar, bu mücadeleyi küresel bir direnişe dönüştürmüştür.
Bugün, “Jin, Jiyan, Azadî” (Kadın, Yaşam, Özgürlük) sloganı, bu mücadelenin evrensel bir sesi olmuştur. Kadınlar, sadece kendi haklarını savunmakla kalmayıp, erkeklerin de desteğiyle tüm dünyada şiddet ve baskıya karşı seslerini yükseltmeye devam ediyor. Bu mücadele, tarih boyunca olduğu gibi bugün de dayanışma ile güçleniyor ve miras alınan bu bayrak yere düşmeyecek.
Kadına yönelik şiddetin olmadığı, eşit ve özgür bir dünya için mücadele eden herkesin sesinin daha da gür çıkmasının umuduyla “JİN JİYAN AZADİ” demeye devam etmekten başka çare yok…