İlkokul dördüncü sınıfta muhtemelen on ya da onbir yaşlarındayım. Taş plaklardan dinlerken beni hep ağlatan bir şarkı vardı: “Sevemedim Kara Gözlüm Seni Doyunca” nedendi bilmiyorum, ezgisi yüreğimi uçurumlardan atıyor ve paramparça ediyordu.. oysa aşk, sevda nedir bilmeyen yaşlardaydım.. belki de yüreğimin zulasında bir yerlerde saklıydı.
Az önce bu parçayı yine dinledim; hüngür hüngür ağlamak istedim.. etrafta millet görüp, “Derdin nedir? neden ağlıyorsun ?” diye soracaklarından vazgeçtim..
Cevabı olmayan sorular yüzünden gözyaşlarımı yüreğimin kanayan tarafına gönderdim..
“Sevemedim Karagözlüm Seni Doyunca/Hep kıskandım seni elden ömür boyunca..”
Dünyaya bir kez geliyoruz, sevgimize ağıtlar yakıyoruz.. sevmeden ağlıyor, yaşamadan ölüyoruz.. yaşamak için bir kelebek kadar zamanımız olmuyor..