Geçen hafta Kara Harp Okulu Teğmenlerinden bir bölümünün, oyun içinde oyun gibi, aslî tören bitiminden sonra ve kılıç çekerek yapılan ikinci bir ve farklı yemin törenlerini kaygı ile izledim.
Okulu birincilikle bitiren bayan teğmen liderliğinde ve ‘Cumhurbaşkanımız ayrıldıktan hemen sonra’ ortaya konulan disiplinsizliğe vatanını seven ve ülkesini düşünen birisi olarak tabîî ki çok üzüldüm.
Ve sözün özü, suçu işleyen genç teğmenler kadar sıralı âmirlerinin de bu korsan yeminde ‘bir suç payı’ olduğunu hemen ifade etmek istiyorum. Alında böyle bir sert andın “Musul Kerkük bizimdir, ya da Katil itrail, bekle bizi”, şeklinde yapılmasını ne kadar çok isterdim!
Bu arada teğmenlerin
ilgili komutanlarının bu ikinci tören öncesi yapılan hazırlıklarından haberleri yoksa, bu da bir görev zaafiyetidir. Eğer varsa, ki o takdirde bu suç cezası katlanacaktır. Neticeyi beklenilen yasal araştırma süreci sonrasında ve hep birlikte öğreneceğiz inşâallah. Kıtalarda onlarca yemin töreni icra etmiş ve binlerce askere emeği geçmiş emekli bir subay olarak maalesef ikinci ant ile ilgili görüşüm olumsuz yönde olup, disiplinin tesisi açısından olaya karışanlar ve özellikle liderlerinden hesap sorulması, kanunî işlemlerin mutlaka yapılmasından yanayım.
Ve kısaca siyasi açıdan da sizlere görüşlerimi ifade etmek istiyorum:
Ülke ana muhalefetimizin 80 senelik kök siyasetine sadık kalarak yapılan bu disiplinsizlik eylemini desteklemesine hiç şaşırmadım! 6 senedir mazlum ‘Diyarbakır Anneleri’n kör olan, acı dertlerine hiç çare düşünmeyen, ülkemizi kan gölüne çeviren hain Fetö girişimine tiyatro diyen ve Suçlulara kucak açan, katillere katil diyemeyen ve halkımızın pirim de vermediği bu siyasî ‘eğri bakış açısı’ artık değişmelidir.
Buram buram ayrışma kokan ve de kıtalarda hiç görülmeyen, planlı olduğu her halinden belli ‘ikinci bir kılıçlı yemin töreninin’ ortaya çıkmasının akâbinde, ana muhalefetin “Evet, bu bir disiplinsizliktir, bir ayrışmadır” diyerek, doğrunun yanında yer almasına ve “Çarşı Herşeye Karşı” siyasetlerini güncellemelerine ülkemizin o kadar çok ihtiyacı var ki?
Devletimizin ve kıymetli ana muhalefetimizin böyle boş işlerle uğraşması ve milletçe zaman kaybı yerine,
× İlk Sivil Anayasa,
× Filistin Gazze ile Sincan -Uygur’da adalet,
× Mavi Vatan,
× Sınır Güvenlik Harekâtları, ×Uzay-Uçak-Savunma Sanayi,
× Nükleer Santral ve Nükleer Silah yapımı,
× Eğitim ve Bilimsel çalışmalar,
× Ve millî ekonomi, halkın geçim dertleri gibi devasa hususlara tüm benliğiyle yoğunlaşması elzemdir.
Etle tırnak gibi.
Siz ne dersiniz? Ben umudumu hiç kaybetmedim ve yine inşâallah diyorum…
Son olarak, Ana muhalefet ve bazı medya yazar ve çizerlerinin de, sık sık “Harp Okulları’ndan cemaatçi, tarikatçı çıkıyor”, karalamalarını da bırakmasını rica ediyorum. Yönetimler de, ikinci bir hain Fetö çıbanına veya benzeri teşkilatlara izin vermemelidir.
“Ölürsem şehit, ya da Gazi olurum” diyen askerlerle bu kutsal ay yıldızlı al bayrağa ve dünyanın merkezinde ve en kıymetli topraklarına ve huzura sahip olduğumuzu da aklımızdan çıkarmayalım.
Teğmenlerin ortaya koyduğu bu disiplinsiz ikinci korsan yemininden ve ülkemizdeki kısa süren gerginlikten en çok İtrail ve Haçlı yandaşlarının sevindiğini de unutmayalım lütfen.
Selam ve saygılarımla…
Fevzi Yurtoğlu