Eskiden ne kadar güzel di,sosyal medya yoktu,İnternet yoktu,akıllı telefon cihazı yoktu.
Muhabbet vardı,sohbet vardı,aidiyet vardı,aile vardı,sülale vardı,toplum vardı.
Değerler vardı,kültür vardı,ahlak vardi.
Edep vardı,saygı vardı,hürmet vardı.
Aile ziyaretleri vardı,büyükleri hatırlamak vardı,onları halleri ve hatırlarını sormak vardı.
Eskiden bayramlar vardı hemde hakiki ve yaşanılır bayramlar vardı.
Çocuktuk bayram telaşına arefe günü düşüyordük.
Bayramlıklarımızı akşamdan hazırlar yeni ayakkabılarınızı yastığımızın altına koyar heyecan içinde uyurduk.
Sonra sabah gözlerimizi büyük bir sevinç ile açardık,annelerimiz kahvaltıyı hazırlamış arefe gecesi pişirdiği çörekler eşliğinde kahvaltımızı açardık.
Bayramlıklarımızı giyer ev ev büyükleri ziyaret eder bahşişlerimizi koparırdık.
Heleki dugunlerimiz vardı ki,Diyarbakır’da eskiden düğün salonu yoktu.
Düğünler 3 gün,3 gece mahalle aralarına konulan sandalyeler ve müzik organize ekipleri tarafında yapiliyordu en meşhur oyunumuz “ÊVARE” idi herkes oynayamazdı bu oyunu,çünkü tehlikeli bir oyundu.
Eskiden çok güzeldi hemde çok.
Ben çok özledim o yılları.
Keşke bir zaman makinesi icad edilseydi 30 dakikalığına bile olsa bu DİGİTAL dünyadan defolup o yılları tekrar yasayabilseydim.
Teknoloji bizi biz etmesi gerekirken,bizi bizden etti.
Ben öz değerlerimizi ve bizi biz eden aidiyet duygularımızı ÖZLEDİM 😭
KADİR CANTÜRK

Cihat Toprak: Diyarbakır Surlarının Dramı ve Albert Gabriel’in Tarihi Müdahalesi
Cihat TOPRAK: Kırklar Dağı’ndan Dicle’ye; Suzi ve Adil’in Yasak Aşkı
Kadir Cantürk: Amedspor ve Kürtçe slogana gelen ceza
Cihat TOPRAK: Diyarbakır’da gerçekten Deniz var mıydı?
Cihat TOPRAK: Padişah Kapısı,Taşlarda Saklı Fermanlar
Cihat TOPRAK: Diyarbakır Surlarının Altındaki Sır; Kanuni’nin 500 Yıllık Projesi
Cihat TOPRAK: Türkiye’nin İlk Milli Gururu Aselsan 1919’un Hikayesi