Diyarbakır Kitap Fuarı, yalnızca bir kitap etkinliği olmanın ötesinde, toplumsal ve kültürel bir canlanma platformu olarak büyük bir önem taşıyor. Şehrin kitaba olan ilgisi, fuar boyunca gözlemlenen yoğun katılım ve ilgiyle bir kez daha kendini gösteriyor. Pandemi, deprem ve ekonomik zorluklar nedeniyle ara verilen fuarın yeniden düzenlenmesi, bölgedeki okur-yazar kitlesi için önemli bir buluşma noktası yaratmış durumda.
2019 yılında 175 bini aşkın ziyaretçiyi ağırlayan fuar, bu yıl 4 yıl aradan sonra yeniden başlamış olmasına rağmen daha şimdiden 3 gün içinde 52 bin kişiyi ağırlamayı başardı. Hedeflenen 200 bin ziyaretçi sayısı, şehrin kitaba olan sevgisinin ve bu tür organizasyonlara duyduğu özlemin bir göstergesi.
Fuar, sadece okuyuculara değil, aynı zamanda genç yazarlara da önemli fırsatlar sunuyor. İlk kitaplarını okuyucuyla buluşturan Necdet Yentürk, Pınar Uzunbaş ve Yeşim Taş gibi yazarların fuardaki heyecanı, edebiyat yolculuğuna yeni başlayanlara ilham veriyor. Genç yazarların kendini tanıtma ve eserlerini paylaşma imkânı bulması, yerel edebiyatın gelişimi için de büyük bir kazanım.
Kitap okumanın bireyler üzerindeki olumlu etkileri, zihinsel uyarılmadan stres azaltmaya, analitik düşünme becerilerinin gelişiminden empati kurma yeteneğine kadar pek çok alanda kendini gösteriyor. Bu nedenle kitap fuarlarının, okuma alışkanlığını teşvik eden etkinlikler olarak düzenlenmesi hem bireyler hem de toplum için oldukça değerli.
Tüm bu yönleriyle Diyarbakır Kitap Fuarı, bir şehrin okuma kültürüne olan bağlılığını ve kitapla kurduğu güçlü bağın bir kanıtı olarak dikkat çekiyor. Emile Zola’nın sözlerinde de vurgulandığı gibi, insanlık, yalan ve adaletsizlikle ancak kitaplarla mücadele ederek daha iyi bir geleceğe ulaşabilir.