Bugünkü yazımın başlığı, “Kötek” yani güncellenmiş haliyle “Dayak.. ” Şimdi kötek diye geçmeyin öyle bir etkisi var ki inanamazsınız..
Mesela ben Osmanlı döneminde yaşasaydım. Kötek ile ilgili şu cümleleri yazardım, “Kötek-i rû siyahım şifa verir bedene/Hak lânet etsin nasihatı icad edene” diye yazar ve dönemin padişahına vıcık vıcık yağ çekerek saraya kurulurdum.. Bir de üstüne kendime güzel bir kötek attırıp bunca uğraşa ve çabaya gerek kalmadan popüler bir çıkış yakalardım.
Bu işi en iyi çözenlerden biri Ahmet Hakan oldu. Kötekten sonra adam gaz doldurulmuş balon misali yükseldi. Ardından politikacılar birbiri ardına kendini köteğin şefkatli kollarına bıraktılar. Dalga dalga yayılarak günümüzün kaldıracı ve trendi oldu. Her kötek yiyen gündemin popülisti oldu ver elini makam, mevki, gelsin paralar, alınsın katlar yatlar..
Aslında biz bu durumu daha önce keşfetmiştik lakin biz daha masum işlerde kullanıyorduk. Mesela bizim gençlik dönemimizde, bize yüz vermeyen uzaktan sevdiğimiz kıza bir arkadaşımızı askıntı yapar, ardından gider bu arkadaşa güzel bir kötek ziyafeti çekerek kızın kahramanı olmaya çalışırdık.
Şimdi Muharrem abimiz düşmüş Yüzbin imza peşine kaç gündür uykuları kaçıyor. Oysa bir iki yumruk yeseydi bir saatte beşyüz bin imza gelmeseydi adam değilim. Şimdi İktidarın bindirmesiyle imza peşine düşmemiş olurdu. Ka Aqıl? Kürdlerin deyimiyle, “Çaven lı deriya, xweli lı seriya” (El kapısından medet umanın toprak başına)
Velhasıl Kötek iyidir iyi.. Siz siz olun bir yerlere gelmek için mutlaka biraz kötek ile soslayın yüzünüzü gözünüzü, yok Akademik kariyer, yok çok çalışma bunlar tırı vırı şeyler.. Bir yumruk, bir iki tekme ile işi bitirip Urfalıların deyimiyle, “Abe sen rehetiye bax! “