Yüce İslam din’inin,kur’an’ın ışığında felsefeciler’ce hakikate uygun biçimde ele alınıp,topluma ilettiği kollektif tebliğ ortaya çıkartılarak güncellenmesi ve aslına uygun biçimde yorumlanması gerekir.
İslam,içindeki Emevi,Abbasi,Fatımi,Ortaçağ,Osmanlı ve Cumhuriyetin kuruluş dönemlerinden kalma mitolojik,geleneksel ve hurafe temellli etkilerden arındırılıp saf,temiz ve duru biçimde anlaşılabilmesi ve bunun için çaba harcanması lazım.
Her zaman ifade etmişimdir,şuan yeryüzünde ümmeti Muhammed diye tanimlayacagimiz bir kitle malesef’ki yoktur.
Ne yazikki zamanın siyasi muktedirlerinin iktidarlarını daha çok pekiştirmek,toplumsal hakimiyet alanlarini daha fazla genişletmek ve dinsel argümanlarla toplumları etkilemek için ürettikleri siyaset ve bu siyasetin zihinsel olarak şekillendirdiği..
Ümmeti Siyaset vardır.
İşte RAMAZAN bunlara itiraz etti,ama kimsenin onu anlayacak kapasitesi ve birikimsel donanimi olmadığı için sesini duyuramadi,herkes söyledikleri karşısında eğlendi,güldü ve sosyal medyada vakit geçirme aracı olarak görüldü,kimi onu sadece kavram olarak öğrendiği selefilik ile suçladı kimi ise onun aslında dogrulari söylediğini ifade etti.
Ama ne yazikki onu suçlayanlar da,onu destekleyenler de RAMAZAN’ımızı anlamamisti,çünkü iki kesiminde amacı onun üzerinden birbirlerine karşı duygu masturbasyonu yapıp zihinsel olarak birbirlerine karşı kinlerini boşaltmaktı.
Ve sonuç olarak RAMAZAN’ımız bu iki bilinçsiz köle kesimin din’sel ideolojik çatışmasına kurban gitti.
Ramazan sen rahat uyu,gözün arkada kalmasın DİYARBAKIR seni anladı.
Kadir CANTÜRK