BİRİSİ BARIŞI BAŞLATMALII.) Abdullah Öcalan’ın 15.02.1999 tarihinde ele geçme öyküsünü yıllar sonraBülent Ecevit “ Amerikalı’lar O’nu bize neden teslim ettiler hala anlamışdeğilim.” dedi.
21 Mart 1999 tarihinde Fethullah Gülen sağlık sebeplerinden dolayı ABD’yegitti.x. O yıllarda; Türkiye İtalya arasında “ Avrupa Birliği’ne girmesine yardımcıolma karşılığında ve İtalya ile Ekonomik ilişkilerin yeniden başlamasıkoşulunda Türkiye’den Öcalan’ın hayatını bağışlamasını istediğini.”x. Avrupa Birliği “Türkiye’nin AB kulübüne girmesi için bir kelleyi fedaetmesine değer, bu da PKK şefinin kellesi.”x. Yine “Avrupa’nın Ankara’ya Karşı Ayaklandığı” konu olarak gündemdeydi.x. “AB, Türkiye’yi Öcalan’ı bağışlaması yolunda uyardı.”x. “Öcalan’ın asılması halinde Türkiye’nin AB adaylık listesindensilineceği.”x. “Öcalan’ın idam kararını 25 Kasım 1999 günü onaylanınca Avrupa KonseyiParlamenter Meclisi büyük bir hızla aynı gün aldığı karar ölüm cezasının kabuledilemez.”
Olduğunu açıkladı.x.“ Uluslararası Af Örgütü “Türkiye’nin uluslararası hukuk kurallarınıçiğnemiş olacağını açıkladı.”x. İtalya, Finlandiya, İsveç, Hollanda ve Almanya’dan benzer açılmalar geldi.x. AGİT yükümlülerini yerine getirme konusunda yurttaşlarına hesap verirler veöteki devletlere karşı sorumludurlar. Bu yükümlülükler herhangi bir devletin içişleri dışındaki alanlarla sınırlanamaz.
Etnik azınlık mensubu kişilere şiddet uygulanmasına karşıyız. Açıklandı.x. Türkiye “ Uluslararası Adalet Divanı ve AİHM kararlarına uymayı kabuletmiştir.2025 yılına dönersek,Dün olanları hatırlatmakta fayda vardır. Zira günümüzde buna benzer süreçyaşanacaktır.II.) 20 Mart 2003 tarihinde ABD’de “Irak’a özgürlük operasyonu”başladığında Türkiye’nin tavrı ise; Kuzey Irak’da bir Kürt Devleti’ninoluşumunun Türkiye’nin bütünlüğüne bir tehdit olabileceği yönündeydi.
Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit “buna asla izin vermeyiz” söylemindebulundu.ABD, düşman Saddam’ı devirmek için müttefiki Kürtlere güvendi.Dün ve bugün de İsrail bütün gücüyle Mossad’ı ve askeri istihbaratıyla KuzeyIrak’taki Kürt Devleti’ni destekliyor.
Bugün de Suriye’deki Kürtleri Ve Kürt devletinin kurulmasını destekliyor.x. Kürdistan Bölgesel Yönetimi 2003 yılından günümüze bir devlet yapısıiçinde durmaktadır.x. Kuzey Irak’da Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile ekonomik, ticari, ulaşım,enerji, sağlık ve gıdadan bir çok alanda ticaretten Türkiye’ye yıllık 10 MilyarDolardan fazla ticaret hacmi gerçekleştirildi.x. 2025 yılında ise Suriye’nin Kuzeyinde bir Kürt Devleti kurulmasıgündemdedir.x. Suriye’nin toprak bütünlüğü içinde 4 ayrı kanton şeklinde bir yapılanmagünümüzde söz konusudur.1.
Nuseyriler.2. Dürziler.3. Sünni Araplar.4. Kürtler’dir.III.) Abdullah Öcalan’ın 1999 yılında teslim edilmesiyle 5 maddelik biranlaşmadan bahsedilmektedir.İdam edilmemesi ve 25 yıl ağır hapis sonrası ev hapsi gibi konular içinbağlayıcı hükümler varsa günümüzde daha da önem teşkil etmektedir.x.
Öcalan’ın ev hapsiyle PKK kendini tasfiye etmesi, silah bırakmasıdurumunda;x1. Kürt sorunu terörden, silahtan siyasal platforma taşınması için önemliadım.x2.
Güneydoğu Bölgesi’nde ve özellikle 81 ilde her alandan normalleşmeyönünde adımlar atılmış olacaktır.x3. Türkiye 85 milyon ile 783 metrekare ile bir bütün olduğunu komşuülkelerine; ABD, AB ve Dünyaya ilan etmiş olacaktır.x4.
Türkiye’ye yönelik içten ve dıştan saldırılar bertaraf edilmiş olacaktır.IV.) 2025 yılına dönersek; Elimizde başarısız bir sonuç elde edilen1 inci çözüm süreci var.Bu çok büyük tecrübedir.
Bu doğru değerlendirilirse yeni çözüm süreci dahagüvenli zeminlerde ilerleyecektir.Geçmişte de gördüğümüz gibi çözüm süreçlerinin konuşulduğu, ortayagetirildiği dönemlerde olduğu gibi bugünde Türkiye’deki bütün siyasi yapılarbu sürece yönelik yeni siyasal zeminler oluşturmaya çalışmaktadır.
Örneğin; Sn. Devlet Bahçeli’nin Öcalan çıkışı ile boşalttığını düşündüklerimilliyetçi alanı ele geçirme çabası içinde olan günümüz İyi Parti’si var.Kuşkusuz MHP olduğu yerde “çakma milliyetçilik” zemin bulmayacaktır.Ancak süreci geciktirmek ve bulandırma çabası devam edecektir.Sosyal medyada geçmişte bu sorundan dolayı hayatını kaybetmiş insanlar veşehit ailelerinin acılarını kullanmak istenilmektedir.
Hayatlarında aldıkları en büyük risk trafiğe çıkmak olan çoğu insanın dahafazla insan ölümlerini, yıkımlarını ve kaosu talep etmesi garip bir paradokstur.
Bakın Suriye’ye, bakın Irak’a, bakın Ortadoğu’ya Afrika’da birçok ülkeye,bakın Ukranya’ya savaşların yakıcı ve yıkıcı etkileri ortadadır.Sıcak odanızda kahvenizi içerken bunu hissedemezsiniz.Süreç; çok daha fazla akıl ve vicdan sahibi insana ihtiyaç duymaktadır.Siyasal görüşleri ne olursa olsun…..
Birinci çözüm süreci tecrübeleri önemlidir. Birinci çözüm sürecini bozanlarınkimler olduğu bilinmekte ve hafızalarımızdadır.Birinci çözüm Süreci bozma çabası içinde olanların bu sürçte öneçıkmalarına rol ve izin verilmemelidir.
Zira o günden bugüne on binlerce insan öldü.x. ayrıca, Avrupa’daki özellikle Almanya, Fransa, İsviçre’deki diasporalar daönümüzdeki günlerde deklarasyon yayınlayacaklardır.
Mesele artık daha fazla insanın ölmesini engellemek değil,
MESELE : TÜRKİYE’NİN İSTENİLEN ORTA DOĞU KADERİNDENKURTULMASIDIR.Bunu hep birlikte el ele vererek gerçekleştirme şansımız çok yüksektir.Bugün süreç; İmralı, Kandil, DEM, Kürt Sorunu’ndan öteye bir sorundur.Barışın içinde ve savaşlardan uzak bir Türkiye çok fazla güçlenecektir.Stefan Zweig’in dediği gibi “ Birisi barışı başlatmalı. Tıpkı savaşıbaşlattığı gibi.”
Av. Mesut DEĞER22. Dönem Diyarbakır MilletvekiliAraştırmacı – Yazar