Doğal güzelliği ve biyolojik çeşitliliği ile bilinen, ancak son dönemde artan kirlilik ve ihmalle gündeme gelen Diyarbakır’daki göletler, alarm veriyor.
Vatandaşların çektiği ve sosyal medyada paylaşılan görüntüler, su kaynaklarımızın içinde bulunduğu içler acısı tabloyu gözler önüne seriyor.
Fotoğrafta görülen yoğun yüzey kirliliği ve göl kenarlarındaki aşırı yosunlaşma (ötrofikasyon), göletin artık bir yaşam alanı olmaktan çıkmaya başladığını kanıtlıyor. Halk arasında “Acem Gölü” olarak bilinen bu veya benzeri bir gölette yaşanan toplu balık ölümleri, ne yazık ki bölgedeki su kaynaklarında sıkça rastlanan bir durum haline geldi.
Ekolojik Felaketin Ana Nedenleri
Bölgedeki su kaynaklarında (gölet ve barajlar) yaşanan balık ölümleriyle ilgili geçmişteki uzman raporları ve haberler, yaşanan krizin temel nedenlerini açıkça ortaya koyuyor:
- Oksijen Eksikliği ve Kirlilik: Aşırı kirlilik ve sıcaklık artışı, sudaki oksijen seviyesini kritik düzeylere düşürüyor. Uzmanlar, daha önce Çınar’daki bir gölette yaşanan balık ölümlerinin ana nedeninin azot miktarının düşmesi ve oksijenin azalması olduğunu belirtmişti.
- İnsan Kaynaklı Kirlilik: Özellikle yerleşim yerlerinden ve tarım arazilerinden kontrolsüz bir şekilde karışan evsel atıklar, zirai ilaçlar ve gübre suları, gölet ve nehir yataklarında birikerek kirliliği artırıyor. Görüntüdeki aşırı yosunlaşma, bu besin (azot ve fosfor) yüklü atıkların gölete karıştığının en açık kanıtıdır.
- Kuraklık ve İhmal: Yetersiz yağışlar nedeniyle su seviyelerinin düşmesi, kirliliğin etkisini katlayarak artırıyor. Suyun çekilmesi, kirleticilerin yoğunlaşmasına ve balıkların yaşam alanının daralmasına neden oluyor. Göletin “kendi kaderine terk edilmiş” hali, denetim ve temizlik çalışmalarının yetersizliğini gösteriyor.
Yetkililere Eleştirel Çağrı: “Doğa Miras Değil, Emanettir!”
Diyarbakır’ın su kaynakları, sadece balıklar için değil, bölgedeki tüm canlılar ve tarımsal sulama için hayati öneme sahiptir. Yaşanan bu ekolojik yıkım karşısında kayıtsız kalmak, gelecek nesillere büyük bir çevre sorunu miras bırakmak demektir.
Buradan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ile Tarım ve Orman İl Müdürlüğü yetkililerine çağrımızdır: - Acil Eylem Planı: Göletteki su kalitesinin (pH, çözünmüş oksijen, ağır metal ve kirlilik yükü) belirlenmesi için derhal detaylı biyolojik ve kimyasal analizler yapılmalıdır. Balık ölümlerinin kesin nedeni hızla tespit edilmeli ve kamuoyuyla paylaşılmalıdır.
- Kirlilik Kaynağı Tespiti ve Engellenmesi: Gölete atık bırakan veya kirletici suları karıştıran her türlü kaynağın (evsel, tarımsal, hayvansal) tespiti yapılmalı ve bu kirlilik akışı kalıcı olarak durdurulmalıdır.
- Rehabilitasyon Çalışmaları: Kirlilik kontrol altına alındıktan sonra, göletin ekosistemini iyileştirmeye yönelik temizlik ve rehabilitasyon projeleri (örneğin aşırı yosun ve dip çamurunun temizlenmesi) derhal hayata geçirilmelidir.
- Sürekli Denetim: Göletler ve su kaynakları, yıl boyunca periyodik ve sıkı denetim altında tutulmalı, sorumsuz davranışlara karşı caydırıcı cezalar uygulanmalıdır.
Unutulmamalıdır ki, doğa bize ait bir miras değil, gelecek nesillerden aldığımız bir emanettir. Diyarbakır’ın bu eşsiz su kaynağını kaybetme lüksümüz yoktur. Yetkililerin, bu ekolojik çığlığa kulak vererek sorumluluk alması ve acilen somut adımlar atması beklenmektedir.


Diyarbakır Kulp’ta Köprü Faciası! 4 İşçi Hayatını Kaybetti, 1 Yaralı
Kastamonu’da Kayıp Anne ve Oğuldan Acı Haber
Diyarbakır’da Aranan 74 Kişi Yakalandı
Diyarbakır’ın Kulp İlçesinde Köprü İnşaatında göçük: 2 Ölü, 4 Yaralı!
Antalya’da Milyonluk Tapu Vurgunu!
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nden Kadınlara Doğayla İç İçe Eğitim
MR Cihazında Unutulan Kadın, Kendi İmkanlarıyla Kurtuldu