Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesinde yer alan İçkale, sadece bir kale değil, aynı zamanda kentin ilk yerleşim yeri ve binlerce yıllık yönetim merkezidir. Dicle Nehri’nden yaklaşık 100 metre yüksekte konumlanan bu alan, Hurrilerden Osmanlılara kadar onlarca medeniyetin izlerini taşımaktadır . 72.000 metrekarelik devasa bir alana yayılan İçkale, 20 burç ve 4 ana kapıya sahiptir . Bu makalede, İçkale’nin geniş tarihsel sürecini, mimari özelliklerini, arkeolojik değerini ve günümüzdeki işlevini hem iyi bilinen hem de az bilinen yönleriyle ele alacağız.
Tarihsel Gelişim: Katman Katman Medeniyet
İçkale’nin tarihi, insanlık tarihinin derinliklerine uzanmaktadır. Diyarbakır’ın çevresindeki Hilar Mağaraları ve Çayönü yerleşkesi gibi arkeolojik alanlar, bölgedeki yaşamın MÖ 8.000-6.000 yıllarına kadar uzandığını göstermektedir . İçkale’nin bilinen ilk kurucuları Hurriler olarak kabul edilir .
- Roma ve Bizans Dönemi: MS 349 yılında Roma İmparatoru II. Constantius, kaleyi onarmış ve surları güçlendirmiştir . MS 359 yılında Sasani Hükümdarı II. Şapur, 73 günlük bir kuşatmanın ardından kenti ele geçirmiştir . Bu dönemde kent, Amida adıyla anılıyordu ve Bizans İmparatoru Theodosius II zamanında Mesopotamia Prima bölgesinin başkenti olmuştu .
- İslamiyet Sonrası Dönem: Kent, 639 yılında Halid bin Velid komutasındaki İslam ordusu tarafından fethedildi . Diyaru Bekr (Bekr Kabilesinin Yurdu) ismi bu dönemde bölgeye verilmiş ve zamanla şehrin adına dönüşmüştür .
- Artuklu ve Osmanlı Dönemi: Artuklular, İçkale’de en kalıcı izler bırakan devletlerden biridir. Artuklu Sarayı ve çeşitli mimari eserler inşa etmişlerdir . 16. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun hakimiyetine giren İçkale, yönetim binalarıyla bir idari merkez olma işlevini sürdürmüştür .
Tablo: İçkale’de Hüküm Süren Medeniyetler
| Dönem | Hakim Medeniyet | Önemli Katkılar |
|---|---|---|
| MÖ 2000’ler | Hurriler | İlk kuruluş |
| MS 4. Yüzyıl | Romalılar | Surların onarımı ve güçlendirilmesi |
| 5.-7. Yüzyıl | Bizanslılar | Dini yapıların inşası |
| 7. Yüzyıl | Müslüman Araplar | Kentin fethi ve isminin değişimi |
| 12.-13. Yüzyıl | Artuklular | Saray, kemer ve çeşmeler |
| 16. Yüzyıl ve Sonrası | Osmanlılar | Yeni surlar ve idari binalar |
Mimari ve Arkeolojik Zenginlikler
İçkale, açık hava müzesi niteliğinde bir alandır. Siyah bazalt taşı, bölgeye özgü mimarinin ana malzemesidir .
Ana Yapılar
- Amida Höyük (Virantepe): Kentin çekirdek kuruluş noktası kabul edilen bu höyükte yapılan kazılarda, Artuklulara ait bir saray, sekizgen havuz ve mozaikler ortaya çıkarılmıştır . Burası, İçkale’nin akropolis olarak adlandırılabilecek en eski ve en yüksek yerleşim katmanıdır.
- Artuklu Sarayı: İçkale’nin kuzeybatısında yer alan saray, Artuklu döneminin ihtişamını yansıtır .
- Hz. Süleyman Camisi ve 27 Sahabe Türbesi: İçkale surlarına bitişik olan bu yapı, inanç turizmi açısından büyük öneme sahiptir .
- Saint George Kilisesi: Kuzeydoğu köşesinde yer alan kilisenin MS 3. yüzyıla ait olduğu düşünülmektedir .
- Aslanlı Çeşme: 19. yüzyıldan kalan çeşme, ağzından su akan aslan figürüyle dikkat çeker. Özgün halinde iki aslan bulunmaktaydı .
Kapılar ve Surlar
İçkale’deki dört kapı, farklı dönemlere ait mimari özellikler sergiler :
- Saray Kapı: Divane Hüsrev Paşa tarafından inşa ettirilmiş, savunma amaçlı delikleri olan iki katlı bir kapıdır.
- Küpeli Kapı: On kenarlı burç şeklindeki güney cephesiyle dikkat çeker.
- Fetih Kapı: 1198’de inşa edildiği kitabesinden anlaşılan kapı, Halid bin Velid’in şehre girdiği kapı olarak kabul edilir.
- Aslanlı Kapı (Artuklu Kemeri): 1206 yılında yapılan kemerin iki yanında, kireç taşına işlenmiş aslan-boğa mücadelesini simgeleyen bir kabartma bulunmaktadır .
Az Bilinen Gerçekler ve Güncel Gelişmeler
Arkeolojik Keşifler
- 1700 Yıllık Amfora: 2022 yılında surlarda yapılan restorasyon çalışmaları sırasında, Geç Roma-Erken Bizans dönemine ait, yaklaşık 1700 yıllık bir amfora (testi) bulunmuştur. Zeytinyağı veya şarap taşımak için kullanılan bu eser, bölgede nadir görülen bir buluntudur ve hediyelik bir eşya olarak geldiği düşünülmektedir .
- Sürekli Zenginleşen Koleksiyon: Diyarbakır Müzesi’nin envanterinde, son 10 yılda yapılan kazılar, satın almalar ve kaçakçılıkla mücadele çalışmalarıyla 7.030 yeni tarihi eser kayda geçirilerek toplam eser sayısı 36.300’e ulaşmıştır . Ne var ki, fiziki mekan yetersizliği nedeniyle bu eserlerin yalnızca 1.615 tanesi sergilenebilmektedir .
Restorasyon Süreçleri ve Tartışmalar
- Uzayan Restorasyon: İçkale’deki restorasyon çalışmalarının on yılı aşkın süredir devam ettiği ve bu durumun yerli-yabancı turistler ile çevre esnafının tepkisine neden olduğu belirtilmektedir. Çalışmaların 2013’te bitirilmesi planlanmış, ancak halen tamamlanamamıştır .
- Müze Kompleksi Çalışmaları: Kültür ve Turizm Bakanlığınca 24 milyon TL bütçe ile restore edilen İçkale, 2015 yılında “İçkale Müze Kompleksi” olarak ziyarete açılmıştır . Restorasyonu yeni tamamlanan 350 tarihi taş eser ise 2025 yılı itibarıyla “Medeniyetler Yolu” ve “Medeniyetler Mezarlığı” adlı sergileme alanlarında halkın beğenisine sunulmuştur .
Kültürel ve Turistik Önem
İçkale, sadece bir tarihi yapı değil, aynı zamanda Diyarbakır’ın kültürel hafızasının temsilcisidir. Kentin, çok dilli, dinli ve kültürlü yapısı mimarisine de yansımış, bu da ortak bir mimari tarz ve estetik beğeninin oluşmasına yol açmıştır . Günümüzde İçkale, içinde barındırdığı onlarca tarihi yapıyla yerli ve yabancı turistleri kendine hayran bırakmakta ve 2024’te müzeyi 197 bin kişi ziyaret etmiştir .
Diyarbakır İçkale ve Akropolis’i, Mezopotamya’nın kadim tarihini günümüze taşıyan, üst üste binmiş medeniyet katmanlarından oluşan eşsiz bir açık hava müzesidir. Her taşında ayrı bir hikâye, her köşesinde ayrı bir sır barındıran bu alan, sadece korunması gereken bir tarihi miras değil, aynı zamanda gelecek nesillere aktarılması gereken canlı bir kültür hazinesidir. Devam eden restorasyon çalışmalarının tamamlanması ve bu nadide eserlerin daha fazla ziyaretçiye ulaşması, Diyarbakır’ın tarihi ve kültürel kimliği açısından büyük önem taşımaktadır.


Cihat TOPRAK: Evliya Çelebi’nin Gözünden “Kara Amid”
Cihat Toprak: Diyarbakır Surlarının Dramı ve Albert Gabriel’in Tarihi Müdahalesi
Cihat TOPRAK: Kırklar Dağı’ndan Dicle’ye; Suzi ve Adil’in Yasak Aşkı
Kadir Cantürk: Amedspor ve Kürtçe slogana gelen ceza
Cihat TOPRAK: Diyarbakır’da gerçekten Deniz var mıydı?
Diyarbakır’ın Can Suyu: Hamravat’ın Tarihi, Efsaneleri ve Gerçekleri