Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu, Diyarbakır ve Silvan’ın tarihini, kültürünü yaşatmanın ve gelecek nesillere aktarmanın boyunlarının borcu olduğunu söyledi.
Vali Karaloğlu başkanlığında düzenlenen ilçe değerlendirme toplantısında, Silvan’ın sahip olduğu tarihi kültürel değerlerinin ihya edilerek turizme kazandırılması için nelerin yapılması gerektiği konusu masaya yatırıldı.
Karaloğlu, en kadim yerleşim yerlerinden biri olan Silvan’ın Asurlara dayanan geçmişinin Romalılarla devam ettiğini ve 639 yılında İyaz bin Ganem komutasındaki İslam ordularının bölgeyi fethettiği zamandan beri İslam toprağı olduğunu belirtti.
Silvan’ın, İslam tarihi boyunca kurulan beylik ve devletlerin bazısına başkentlik yaptığını ve Sultan 1. Kılıçarslan’ın mezarının da ilçede olduğunu ifade eden Karaloğlu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Ankara ve İstanbul’dan sonra Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde en uzun ikamet ettiği yerin Silvan olduğunu dile getirdi.
“Ya kendileri restore edip kullansınlar veya biz devlet olarak restore edelim”
Karaloğlu, ilçede bulunan konak ve sarayların mutlaka restore edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Restore edilip gelecek kuşaklara aktarmamız lazım. Bir kısmı özel mülkiyet, mutlaka sahipleri ile diyalog kurup ikna etmeliyiz. Ya kendileri restore edip kullansınlar veya biz devlet olarak restore edelim. Uzun süre o yapıları kullanalım ama mutlaka gelecek nesillere aktaralım. Kent kimliği kent kültürü içerisinde muhafazasını sağlayalım.” dedi.
“Malabadi Köprüsü etrafına 22 bin metrekarelik park alanı”
Diyarbakır’a göreve başladığında, vatandaşın, Silvan Kent meydanı ve Malabadi Köprüsü etrafının park olarak düzenlenmesi talebini dile getirdiğini aktaran Karaloğlu, şöyle konuştu:
“Vatandaşlarımızın o talebini de karşılamış olacağız. 15 bin 200 metrekarelik Kent Meydanı ve Malabadi Köprüsü etrafında 22 bin metrekarelik bir park alanını inşallah bu sene ihalelerini yapıp tamamlamak istiyoruz. Diyarbakırlı vatandaşlarımızdan da bize güvenmelerini, dua etmelerini, yardımcı olmalarını temenni ediyoruz. Bu ancak elbirliği ile olur. Diyarbakır’da Allah’a hamd olsun önemli bir güven ve huzur ortamımız var. Güven ve huzur ortamı devam ettiğinde şu anda konuştuğumuz bütün problemleri çözecek imkanımız, gücümüz, kabiliyetimiz de var.”