Bakteri, virüs ve haşerelerin zararlı etkilerini ortadan kaldırmak için kullanılan pestisitlerin
çevremize ve canlılara verdiği zararın ne kadar çok olduğu gün geçtikçe yapılan bilimsel
araştırmalar ile anlaşılmaktadır.
Daha çok sprey şeklinde kullanılan bu zararlı pestisitler, adsorpsiyon sonucu sebze, meyve ve
çevresinde kalıntı olarak kalarak canlılara geçerek zarar veriyor. Özellikle böcek öldürücü
olarak kullandığımız kimyasallar soluma veya temas yolu ile insanlara geçerek sağlığı
olumsuz yönde etkiliyor.
Son yapılan çalışmalarda zararın korkunç gerçeği ortaya çıkıyor.
BMC Public Health dergisindeki makalenin yazarları Wolfgang Boedeker, Meriel Watts,
Peter Clausing ve Emily Marquez’in yaptıkları çalışmada; “1990’da yıllık yaklaşık 25 milyon
olan pestisit zehirlenmesi sayısı, 2020’de 385 milyona yükseldiği belirttiler. Bu yükselişin
nedeni, 30 yıl içerisinde pestisit kullanımının dünya genelinde %81 artmış olmasına
bağladılar. Araştırmaya göre, dünyadaki 860 milyon çiftçi ve tarım işçisinin yarısına yakını
(%44’ü) her yıl zehirleniyor. 141 ülkeye ait verilerin incelendiği araştırmada pestisit
zehirlenmelerinin yol açtığı ölüm sayısı ise yılda yaklaşık 11 bin olarak veriliyor.”
Ne kadar ürpertici değil mi?
Çukurova Üniversitesi’nden Dr. Saliha Çelik hocamız da benzer bir çalışma yapmış; Adana
Ceyhan’daki 66 tarım işçisi ve çiftçiden saç ve kan örneklerini almış ve kontrol grubu olarak
tarımla ilgisi olmayan 66 kişiyi de bu araştırmaya dâhil etmiş.
Sonuçlar berbat; çiftçilerin hepsinin saçında en az 1 tarım zehiri, 66 çiftçinin saçlarında
toplam 31 farklı tarım zehiri, çiftçilerin %94’ünün kanında en az 1 tarım zehiri olduğunu
tespit ediyor.
Kontrol grubundaki tarımla ilgisi olmayan kişilerde çıkan sonuçlar daha da vahim. 66 kişiden
55’inin saçında, 52’sinin ise kanında pestisit buluyor.
Bu sonuçlara bakarak, sadece pestisit kullanan çiftçilerimiz etkilenmemiş, bu ürünleri
tüketenlerin de bu zarardan etkilendiği bulunmuş.
Bu verilere göre çok hızlı bir şekilde bu pestisitlerden tüm dünya olarak kurtulmak ya da
azaltmak çarelerini aramalıyız.
Bu pestisitlerden kurtulmaz isek;
Ekolojimiz tamamen kötü yönde etkilenecek ve asrın hastalığı olarak adlandırdığımız kanser
gibi vakaların sayısında artış olacak, hormonal ve üreme sistemimiz bozulacaktır.
Bu pestisit kirliliğine dur denilmelidir.
Devletin tüm resmi kurumları ve gönüllü platformlar beraberce ortak çözüm yolları bulmalı,
Dünya sağlık örgütü çok daha ciddi ilgilenmeli,
Tüm dünya pestisitlerle savaşmalı,
Kısaca, pestisitlerin yerini alabilecek doğal ve zehirsiz yöntemlere acilen geçmemiz
gerekmektedir.
Yoksa bu kirlilik hepimizin sonunu getirecektir.



Cihat TOPRAK: Diyarbakır’ın Kalbi: Tarihi İçkale ve Akropolis’i
Cihat TOPRAK: Evliya Çelebi’nin Gözünden “Kara Amid”
Cihat Toprak: Diyarbakır Surlarının Dramı ve Albert Gabriel’in Tarihi Müdahalesi
Cihat TOPRAK: Kırklar Dağı’ndan Dicle’ye; Suzi ve Adil’in Yasak Aşkı
Cihat TOPRAK: Diyarbakır’da gerçekten Deniz var mıydı?
Cihat TOPRAK: Padişah Kapısı,Taşlarda Saklı Fermanlar