Ajans News Haber

MHP’li Yıldız’dan ‘Kon’, AK Partili Miroğlu’ndan ‘Roja Welat’ Vurgusu
62 Okundu
28 Eylül 2025 - 13:43

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız ile Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) eski Milletvekili Orhan Miroğlu, sosyal medya üzerinden yaptıkları açıklamalarla Türkiye siyasi tarihinin önemli bir dönemecine, 1970’li yıllarda Kürtçeyi de içeren çok dilli yayıncılık girişimlerine ve Türk milliyetçiliğinin etnisiteye bakış açısına dair dikkat çekici bir tartışma başlattı.

MHP’li Yıldız’dan ‘Kon’ Dergisi Vurgusu: “Türk Milliyetçiliği Etnik Temele Dayanmaz”

MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, paylaşımında Ülkü Ocakları Genel Merkezi bünyesinde, merhum Alparslan Türkeş’in teşvikiyle 1979 yılının Ocak ayında ‘Kon’ adıyla bir Türkçe-Kürtçe dergi çıkarıldığını belirtti. Şartların yetersizliği nedeniyle kısa sürede kapandığını aktardığı derginin ilk sayısının kapağında “Doğuya uzanan emperyalist elleri kıracağız” cümlesinin yer aldığını ve derginin 10 bin adet basıldığını kaydetti.

Yıldız, açıklamalarının devamında Diyarbakırlı Ali Emiri ve Ziya Gökalp gibi isimleri anarak Türkçülüğe ve Diyarbakır’a olan tarihsel katkılarını vurguladı. Yıldız, Türk milliyetçiliğinin temelini şöyle özetledi: “Türk milliyetçiliği ‘etnik temel’e hiçbir zaman dayanmamıştır. Aynı duygu ve düşünceleri paylaşmış bütün etnik gruplar ‘Türk’ çatısı altında toplanmışlardır.” Alparslan Türkeş’in sıkça kullandığı, “Kürtleri sevmeyen bir Türk varsa Türk değildir; Türkleri sevmeyen bir Kürt varsa, Kürt değildir” sözünü de paylaşan Yıldız, terörsüz Türkiye yolunda Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun hukuki çalışmalarına değindi.

AK Partili Miroğlu’ndan ‘Roja Welat’ ve Hukuki Baskı Yorumu: “Kürtler Eşit Olmayı Bekliyor”

Feti Yıldız’ın bu paylaşımını alıntılayan AK Partili Orhan Miroğlu ise tartışmayı daha eskiye ve dönemin siyasi baskı koşullarına taşıdı. Miroğlu, Yıldız’ın bahsettiği döneme yakın bir zamanda, 1977’de Kürt aydınlarının ‘Roja Welat’ adıyla Kürtçe-Türkçe bir gazete çıkardığını aktardı.

Miroğlu, gazetenin ilk sayısından yalnızca beş yüz adetle Nusaybin’e girmek isterken arkadaşı Nuri Sınır ile beraber gözaltına alınıp tutuklandıklarını anlattı. O günlerin hukuki atmosferini yansıtan bir anekdot paylaşan Miroğlu, savcıların Kürtçe bir yayınla ilk defa karşılaştığını ve kendilerine “Valla bir şey anlamadım, hadi sizi tutuklayayım, duruma sonra bakarız!” denildiğini aktardı. Miroğlu, ‘Roja Welat’ın temel amacının “Kürtçe bir gazete çıkarmanın mümkün ve bu dilin güçlü olduğunu göstermek” olduğunu belirtti.

Miroğlu, Ülkücü camianın da aynı tarihlerde Kürtçe’yi kullanmasının nedenini, “başkaları Kürtçe’yi istismar etmesin ve Kürtler ve Türkler’in arasına kimseler nifak sokmasın diye” şeklinde yorumladı. Güncel meselelere de değinen Miroğlu, “Kürtler Emperyalistlerin elinden kurtarılmayı değil, eşit olmayı bekliyorlar” diyerek Kürtlerin siyonistlerle işbirliği yapma heveslisi bir halk olarak gösterilmesinden rahatsızlığını dile getirdi.

Tartışmanın son bölümünde Selahattin Demirtaş’ın özgürlüğü konusuna da değinen Miroğlu, bunun AİHM kararları sonucu değil, “bizim mahkemelerimizin alacağı kararların sonucu olması gerektiğini” savundu. Miroğlu, hukukçuların 1977’de Kürtçe bir gazete hakkında karar veremeyen hukukçulara benzememesi gerektiğini belirterek, “SDG ve Şam’ı uzlaştıran ülke Türkiye olmalıdır” mesajını verdi.

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.