Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Konuşmasının büyük bölümünü MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’a ‘silah bıraktırma çağrısı’yla başlayan tarihi sürece ayıran Erdoğan, “Sayın Devlet Bahçeli’nin elini değil tüm vücudunu taşın altına koymasıyla çok büyük bir fırsat ele geçirdik. Önümüze açılan fırsat penceresinin iç cepheyi dost düşmana karşı güçlendirme fırsatını millet ve milletin temsilcisi siyaset kurumu tarafından çok iyi değerlendirilmesi gerekir. Aşımız bir, kıblemiz bir. Vatanımız, toprağımız bir. Bayrağımız marşımız, devletimiz bir. Mazimiz bir, istikbalimiz bir, kaderimiz birdir” dedi.
Erdoğan “Sevgili Kürt kardeşlerim senden bu eli samimiyetle tutmanı, sımsıkı tutmanı bekliyoruz. Siyonist İsrail’in aparatlığını, emperyalistlerin maşalığını yapanları aradan çekip çıkarmanı istiyoruz. Sevgili Kürt kardeşim, imanına, İslamı’na vatanına, kardeşlik hukukuna sahip çıkmanı istiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında kardeşçe bir istikbali birlikte kuralım diyoruz. Bu Cumhuriyet benim olduğum kadar senin de cumhuriyetin. Gel terörü meşrulaştıranların, sırtını dağa verenlerin altındaki zemini boşaltalım diyorum.
Cumhuriyet belli bir şahsın, belli bir kitlenin, meşrebin, etnik kökenin cumhuriyeti değildir. Bu cumhuriyet, zenginin olduğu kadar yoksulun da cumhuriyetidir. Ne kadar batılının güneylinin cumhuriyetiyse o kadar da kuzeylinin, doğulunun cumhuriyetidir.
Cumhuriyet Alevinin de Sünninin de cumhuriyetidir. Sağın da solun da cumhuriyetidir. Çoğun da azın da cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet inancı düşüncesi yaşam biçimi her ne olursa olsun kendisini bu vatana, bu millete ait hisseden herkesin cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet Türk’ün de elbette Kürt’ün de cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet hepimizin eseridir. 85 milyonun tamamının cumhuriyetidir.
Ben inanıyorum ki bu topraklar üzerinde yaşayan, bu topraklara vatandaşlık bağı ile yaşayan kimsenin Cumhuriyetle bir sorunu, problemi yoktur.
Cumhuriyet fikrinin arkasına saklanarak ayrımcılık yaptılar. Zulmettiler, ötekileştirdiler. Cumhuriyet fikrinin ardına gizlenip, bu ülkenin huzuruna, birliğine en büyük zararı verdiler. Milletimiz tüm olumsuzluklara rağmen ona sımsıkı sahip çıkmış korumuş kollamıştır.
Türk ile Kürt’ün kardeşliğini büyütmek için ne yapılması gerekiyorsa hemen hepsini denedik tecrübe ettik. Fakat her seferine bir duvar, bir ihanet çıktı. Sorundan beslenenler sorunun çözülmesine engel oldular. Terörden beslenenler terörün bitmesini istemediler. Tuzaklar kurdular. Çok bedel ödedik, çok ihanet gördük. hatta kelimenin tam anlamıyla sırtımızdan, birilerinin dediği gibi maalesef hançerlendik. Ama umudumuzu yitirmedik, kardeşlik hukukundan asla ve asla ayrılmadık.
Türkiye’nin aydınlık geleceği için ne yapılması gerekiyorsa asla geri durmayacağız.
Türkiye bugün düne göre, çok farklı bir yerdedir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle devlet içindeki devletin kurumları arasındaki uyumu güçlendirdik. Ordumuza, emniyetimize sızmış olan hain FETÖ terör örgütünü temizledik. Millet iradesi üzerindeki vesayetleri kaldırdık. Terörle mücadelede çok büyük ilerleme kaydettik. 15 Temmuz kanlı darbe girişimi sonrası Cumhur İttifakı’nı kurarak milletimize özgüven kazandırdık.
Türkiye’yi kardeşlik ekseninde büyütmek için önümüzde bulunmaz bir imkan çıkmıştır Buradan MHP Genel Başkanı Devlet Başkanı Bahçeli’ye grubum adına selam ve şükranlarımı tekrar ifade ediyorum. Devlet Bey cesur çıkışlarıyla, akıl dolu cümleleriyle daima tarihe istikamet çizen bir liderdir. Kendisi her fırsatta anlayabilenler için, vatan sevgisinin cumhuriyet sevgisinin, milliyetçiliğin ne manaya geldiğini en çarpıcı şekilde izah etmiştir.
MHP Genel Başkanının çağrısını bu çerçevede okuyanlar önümüze açılan tarihi fırsat penceresini görmekte ve heyecanlanmaktadır. Buna karşılık ortak çıkarlar yerine kendi şahsi ve zümrevi gündemlerinin peşinde olanlar her zamanki gibi tutarsızlık ve boş laf bataklığında çırpınmayı sürdürmektedir. Bizim muhatabımız milletimizdir.
Bizim Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki bölücü terör örgütüne, kandan beslenen terör baronlarına hiçbir çağrımız yoktur olamaz da. Israrla bizimle muhatap olmaya çalışma gayretleri, iplerini ellerinde tutan patronlarına kendilerini ispat uğruna yapılan şeylerden başka bir şey değildir. TUSAŞ’taki saldırı göstermiştir ki teröristin anlayacağı yegane dil terörle tavizsiz mücadeledir.”