Kamuoyunda “Yenidoğan Çetesi Davası” olarak bilinen ve bebek ölümleriyle sonuçlanan sağlık skandalının duruşmasında tansiyon yükseldi. Davanın tutuklu sanıklarından Kemal Zengin, duruşmada dikkat çeken ifadeler vererek soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin’i hedef aldı. Zengin, “Örgütün ikinci görünmeyen lideri de savcıdır. Ben bir senedir tek kişilik hücrede kalıyorum. Savcı bana kumpas kurdu.” dedi.

Savcı Yavuz Engin ise bu suçlamalara sert tepki gösterdi:

“Tutuklu yargılanıyorsun aslanım, rahat ol. Şerefsiz suçlu bana örgüt lideri diyor. Devlet kumpas kurmaz.”

Duruşma salonunda kısa süreli gerginlik yaşanırken, mahkeme başkanı tarafları sakinleştirdi.

Skandalın Arka Planı: Yenidoğan Servislerinde Kurulan Ağ

Dava, 2023 yılında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan geniş çaplı bir soruşturma sonucu ortaya çıkmıştı.
İddianamede, bazı özel hastanelerin yenidoğan servislerinde “usulsüz hasta yatışı”, “gereksiz tedavi ve fatura işlemleri” ve “ihmal sonucu ölümler” bulunduğu ileri sürülüyor.
Savcılığın yürüttüğü teknik takiplerde, doktorlar, hastane yöneticileri ve aracı kişilerden oluşan bir örgütlü yapı tespit edilmişti.

Soruşturma kapsamında 40’tan fazla kişi hakkında dava açılmış, bazı özel hastaneler geçici olarak kapatılmıştı.
Sanıklardan ikisi için 10 bebeğin ölümüyle bağlantılı olarak 177 yıldan 582 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti.

Olay kamuoyuna “Yenidoğan Çetesi” adıyla yansımış ve uzun süre gündemde kalmıştı.

Savcı Engin’e Tehdit Davası

Yenidoğan Çetesi davasını yürüten Savcı Yavuz Engin, soruşturmanın başlamasından kısa süre sonra ölümle tehdit edilmişti.
Cumhuriyet Başsavcılığı, savcıya yönelik tehdit mesajları, sosyal medya paylaşımları ve aracılar üzerinden yapılan gözdağı girişimleri nedeniyle ayrı bir iddianame hazırladı.

Bu kapsamda 13 kişi hakkında “kamu görevlisine yönelik tehdit” ve “örgüt üyeliği” suçlamalarıyla dava açıldı.
Savcı Engin’in koruma altına alındığı, tehditlerin bir kısmının sanık yakınlarından geldiği belirtilmişti.

Duruşmada Yeni İddialar

Son duruşmada tutuklu sanık Kemal Zengin, savcının ismini ilk kez doğrudan hedef alarak “örgütün ikinci görünmeyen lideri” olmakla suçladı.
Zengin’in, “Bir yıldır tek kişilik hücrede tutuluyorum. Psikolojik baskı altındayım. Savcı bana kumpas kurdu.” sözleri üzerine savcı ayağa kalkarak yanıt verdi:

“Senin suçun sabit. Devlet kumpas kurmaz, adaletin işlediğini göreceksin.”

Bu ifadeler salonda bulunan bazı avukatlar ve izleyiciler arasında tepkilere neden oldu.
Mahkeme heyeti, tutanağa “taraflar arasında sözlü gerginlik yaşandığı” notunu düştü.

Adalet mi, İntikam mı?

Davanın seyrinde son haftalarda dikkat çekici bir yön değişikliği gözleniyor.
Bazı hukukçulara göre, sanıkların savcıya yönelik ithamları, davayı gölgelemeye ve soruşturmayı sulandırmaya yönelik olabilir.
Diğer bir görüşe göre ise, savcının yargılama sürecine doğrudan müdahale etmesi ve duruşma sırasında sanığa yönelik “şerefsiz suçlu” ifadesi, tarafsızlık ilkesini zedeleyebilir.

Eski başsavcılardan bir hukukçu, gazetemize yaptığı değerlendirmede şu ifadelere yer verdi:

“Devlet kumpas kurmaz sözü doğru bir ilkedir. Ancak yargı sürecinde her iki tarafın da hukuka uygun davranması gerekir. Savcı da sanık da yargı önünde eşit haklara sahiptir.”

Toplumsal Yankı

Yenidoğan Çetesi Davası, Türkiye’de sağlık sistemindeki etik ve denetim eksiklerini gündeme getirmişti.
Bebek ölümleriyle ilişkilendirilen bu skandal, kamu vicdanında derin bir yara bırakırken, şimdi de adalet sisteminin iç işleyişine dair tartışmaları alevlendirdi.

Davanın bir sonraki duruşması kasım ayında görülecek.
Mahkeme heyeti, hem savcıya yönelik suçlamalar hem de sanığın “tek kişilik hücre” iddiaları hakkında ek inceleme yapılmasına karar verdi.