Mahkeme Başkanı: “Narin’in kaybolduğu günü anlatır mısınız?”
Hediye Güran: “Saat 15.00 gibi Yüksel’in evine gittim. Gittiğimde uyanmışlardı.”
Mahkeme Başkanı: “Dur, buralar çok önemli. Burayı hızlı geçemezsin. Kapıyı kim açtı?”
Hediye Güran: “Eren mi açtı, kapı açık mıydı hatırlamıyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Hangi yoldan gittiniz?”
Hediye Güran: “Patika yoldan gittim.”
Mahkeme Başkanı: “Orada hiç araba gördünüz mü? Herhangi birini gördünüz mü?”
Hediye Güran: “Hayır.”
Mahkeme Başkanı: “Eve girdiniz, sonra ne oldu?”
Hediye Güran: “Enes yatıyordu.”
Mahkeme Başkanı: “Gördün mü, söylediler mi?”
Hediye Güran: “Gördüm.”
Mahkeme Başkanı: “Sen gittikten ne kadar sonra uyandı?”
Hediye Güran: “Sonra uyandı.” Ben cıktığını görmedim ama çıkmıştı
“Mahkeme Başkanı: “Nereden kanaat getirdin dışarı çıktığına?”
Hediye Güran: “Ben evden çıkarken o eve giriyordu, oradan gördüm.”
Mahkeme Başkanı: “Muhammet ne yapıyordu?”
Hediye Güran: “Kardeşiyle telefonla oynuyordu.”
Mahkeme Başkanı: “Evde n’apıyordunuz?”
Hediye Güran: “Oturduk, sohbet ettik.”
Mahkeme Başkanı: “Kaç saat kaldınız?”
Hediye Güran: “Uzun süre oturduk.”
Mahkeme Başkanı: “Yani ikindi ezanı okunmuş muydu?”
Hediye Güran: “Onu hatırlayamadım.”
Mahkeme Başkanı: “Siz buradayken eve giren çıkan oldu mu? Salim geldi mi?”
Hediye Güran: “Görmedim.”
Mahkeme Başkanı: “Enes’i ahırda olduğunu duydunuz mu?”
Hediye Güran: “Hayır, duymadım.”
Mahkeme Başkanı: “Evin içerisindeyken bir kargaşa, bir ses geldi mi?”
Hediye Güran: “Hayır, gelmedi.”
Mahkeme Başkanı: “Salim ve Nevzat’ı gördünüz mü?”
Hediye Güran: “Görmedim.”
Mahkeme Başkanı: “Siz bir beyanınızda Enes uyurken, diğerinde Enes ayakta diyorsunuz ya da Enes evde diyorsunuz.”
Hediye Güran: “Hayır, ben her ifademde, ben giderken aynı şeyi söylüyorum, çıktığını görmedim sadece.” (Mahkeme heyeti kendi arasında konuşuyor.)
Mahkeme Başkanı: “Enes’in uyuduğu oda klimalı mı? Neden orada uyudunuz? Çocuğun uyuduğu yerde uyulur mu? Aile hassasiyeti gibi durumlar olabilir. Neden?”
Hediye Güran: “Bir tek o odada klima çalışıyordu. O oda evin nefesindeydi. Salona bakıyordu, giriş kapısının hemen yanında.”
Mahkeme Başkanı: “Olay günü orada kaç tane telefon vardı?”
Hediye Güran: “Enesinki onun başındaydı, Eren ve Muhammet bir telefonda oynuyordu.”
Mahkeme Başkanı: “Peki Enes’e telefon geldi mi?”
Hediye Güran: “Vallahi sanki biri aradı, konuştu.”
Mahkeme Başkanı: “Ne konuştu?” Hediye Güran: “Arkadaşıyla konuştu.”
Mahkeme Başkanı: “Bu telefon konuşmasından ne zaman sonra evden çıktılar?”
Hediye Güran: “Görmedim.”
Mahkeme Başkanı: “Enes’in telefonla kimle konuştuğuna şahit oldunuz mu?”
Hediye Güran: “Arkadaşım dedi.”
Mahkeme Başkanı: “Daha sonra Enes ve Yüksel de tedirgin hareketler dikkatini çekti mi?”
Hediye Güran: “Hayır.”
Mahkeme Başkanı: “Evlere kamera taktırılmış, biliyor musunuz?”
Hediye Güran: “Sadece Hüseyin amcagil olaydan sonra taktı.”
Mahkeme Başkanı: “Neden?”
Hediye Güran: “Kendi aileleri için.”
Mahkeme Başkanı: “Aile meclisleri için gizli toplantılar yapıldığı söyleniyor. Doğru mu?”
Hediye Güran: “Ben şahit olmadım.”
Mahkeme Başkanı: “Bu süre zarfında aile üyeleri size yanlış beyanda bulunun dedi mi?”
Hediye Güran: “Kimse demedi.”
Mahkeme Başkanı: “Narin bulunduğu gün Yüksel’in tavrı nasıldı?”
Hediye Güran: “Perişandı.”
Mahkeme Başkanı: “Nasıldı, işlediği bir suçun açığa çıkması gibi bir durumu var mıydı?”
Hediye Güran: “Bir anne olarak yüreği yanar gibiydi.”
Mahkeme Başkanı: “Salim’le hiç görüştünüz mü?”
Hediye Güran: “Hayır.”
Mahkeme Başkanı: “Salim sizin kayınbiraderiniz değil mi?”
Hediye Güran: “Evet.” Mahkeme Başkanı: “Sizin eşiniz gidip geldiğinde size anlatmadı mı bir şey?”
Hediye Güran: “Hayır, kimse anlatmadı.”